31 Aralık 2008 Çarşamba

Gazze'de Vahşet


Misketli katliam


Dünyanın 'seyrettiği' katliamda korkunç iddia... İsrail'in yağdırdığı bombalar misket bombası gibi havada parçalanıp, dağılıyor Bu şekilde daha fazla Filistinli sivil ölüyor... .

KIYIMDA YENİ ŞÜPHE


Gelişmiş Batı ülkelerinin kayıtsızca izlediği Gazze'ye yönelik kara saldırısında İsrail'in yeni bir 'ölüm sistemini' denediği ortaya çıktı. Filistinliler'in üzerine yağdırılan bombalar, yere düşmeden parçalanıyor ve bu şekilde daha geniş bir alana ölüm saçıyor.


KULLANILMASI YASAK YABANCI

ajanslar, bombalara 'İsrail uçaklarından ateşlenen silah sistemi' diyor. Uzmanlar ise misket bombası şüphesi üzerinde duruyor. Atıldıktan sonra, içindeki yüzlerce küçük bomba geniş bir alana yayılan misket bombaları BM yetkililerine göre 100 kişiyi öldürdü.


***Gazze'de korkunç şüphe


İsrail bekleneni yaptı, Gazze'ye karadan girmesine kimse şaşırmadı. Asıl sürpriz bombalar oldu! Konfeti gibi havada saçılan ölüm silahlarının misket bombası olma ihtimali doğdu. Gazze şeridi, tarihin en kanlı günlerini yaşarken dünya bu katliamı sadece seyretmekle yetiniyor! Tepkiler, huzurlu kentlerdeki protestolar ve cilalı masalardaki kınamalarda kalıyor...



100 KİŞİ HAYATINI KAYBETTİ


Hava saldırılarının ardından önceki gece Filistin halkının yaşadığı Gazze Şeridi'ne karadan ve denizden de giren İsrail'in katliamı ise hız kesmeden devam ediyor. Sadece dünkü saldırılarda 3'ü Hamas militanı 100 kişi yaşamını yitirirken, yaklaşık 140 kişide yaralandı. Ancak bölgeden gelen fotoğraflar ve basın mensuplarının gözlemleri, acılara şüpheleri de ekliyor. İsrail'in Gazze'ye attığı bombalar, yere inmeden çok sayıda parçaya ayrılıyor. Bu sayede daha geniş bir alana ölüm saçıyor. Fotoğrafları geçen yabancı ajanslar bunlara "bomba" ya da "füze" demiyor. Resimaltlarında "Uçaklardan ateşlenen silah sistemi" yazıyor. Ancak uzmanlar bu silahların "misket bombası" olabileceğini söylüyor. Bu arada konvansiyonel olmayan silahlar kategorisinde yer alan "misket bombaları" nın kullanımı yasak...

Müslüman din adamlarını ne kadar tanıyorsunuz?

1. Akşemseddin: Pasteur ’dan 400 sene önce mikrobu bulmuştur
2. Ali Kuşçu: Büyük astronomi bilgini. İlk defa ayın şekillerini anlatan kitabı yazmıştır.
3. Ebul-Vefa: Trigonometri’de tanjant,cotanjant,sekant,kosekant ’ı bulan büyük alimdir 4.Biruni: İlk defa dünyanın döndüğünü ispat etmiştir.
5. Ebu Kamil Şü’ca: Avrupaya matematiği öğretmiştir.
6. Ebu Ma’şer: Med-Cezir (Gel-Git) olayını ilk o bulmuştur.
7. Battani: Dünyanın en büyük kaşifidir. Trigonometrinin kaşifidir
8. Cabir Bin Hayyan: Atom bombası fikrinin babası ve kimya biliminin atası büyük alim
9. Cezeri: 8 asır önce otomatik sistemin kurucusu ve bilgisayarın babasıdır
10. Demiri: Avrupalılardan 400 sene önce zooloji ansiklopedisini yazmıştır. 11. Farabi: Ses olayını ilk defa fiziki yönden açıklamıştır.Sesin fiziki izahını ilk defa o yapmıştır
12. Gıyasüddin Cemşid: Matematikte ondalık kesir sistemini ilk o bulmuştur.
13. İbn Cessar: Cüzzamın sebebini ve tedavisini 900 sene önce açıklamıştır
14. İbn Hatip: Vebanın bulaşıcı bir hastalık olduğunu ilmi yoldan açıklamıştır
15. İbn Firnas: Wright kardeşlerden bin sene önce ilk uçağı yapıp uçmayı gerçekleştirdi.
16. İbn Karaka: 900 sene önce harika bir torna tezgahı yapmıştır
17. İbni türk: Cebirin temelini atan bilginlerdendir
18. İdrisi: Yedi asır önce bugünkü ne çok benzeyen dünya haritası çizmiştir
19. İbni Sina: Eserleri Avrupa üniversitesinde 600 sene ders kitabı olarak okutmuştur. Tıbbın babasıdır. AVRUPA ya göre adı AVICENNA’dır.
20. Kadızade Rumi: yaşadığı asrın en büyük matematik ve astronomi bilginidir. Fizik kurallarını astronomiye uyarlamıştır
21. Kambur Vesim: verem mikrobunu R.Koch’tan 150 sene önce keşfetmiştir
22. İbnünnefis: avrupalılardan üç asır önce küçük kan dolaşımını keşfetmiştir
23. Piri Reis: 400 sene önce bugünküne en yakın dünya haritasını çizmiştir.
24.Ömer hayyam: Cebiri oluşturandır. İlk defa o bulmuştur

Ekonomide Hz.Muhammed (s.a.v.)mucizesi!

Günümüzde dünya ekonomisi yüzlerce sorunla başetmeye çalışırken, yüzyıllar önce HZ Muhammed'in oluşturduğu ekonomik düzenin istikrarı nasıl sağladığını biliyor musunuz? İşte Hz. Muhammed'in (s.a.v.) ekonomide istikrar getiren anlayışı;Hz. Peygamberimiz (s.a.v.) sosyal adaletin sadece prensiplerini koymadı, aynı zamanda gerçekleştirdi de. Getirilen ekonomik tedbirlerle zengin-fakir arasındaki uçurum mümkün olduğu ölçüde kapandı. Fakirler zenginlerin iyiliğini ister,zenginler de fakirleri koruyup gözetir duruma geldiler. Hz.Peygamberimiz (s.a.v.) Medine`de öncelikle müşrikler ve Yahudilerin ticaret yaptığı pazardan ayrı olarak müslümanlar için bir pazar yeri tesbit etti,oranın daraltılmamasını,sabit yerler edinilmemesini ve vergi konulmamasını emretti. Böylece müslümanlar hem karşılıklı ilişkilerinde İslami kuralları kolayca uygulayabilecekleri hem müşrikler ve özellikle yahudilerin iktisadi nüfuz sahibi olmadıkları müstakil bir mekanda ticaret yapma imkanına kavuşmuşlardı. Vergi konulmaması maliyetlerin azaltılıp daha karlı ve cazip hale getirilmesi, sabit yerler edinme yasağı da müteşebbisler arasaında adaletin sağlanması, imtiyazlara yer verilmemesi ve çalışkanlığın özendirilmesi bakımından önem taşımaktadır. Pazara mal getirenin rızıklandırıldığını, karaborsacının ise lanetlendiğini belirten Resulullah ayrıca şehirler arası mal sevkiyatı sırasında alınmakta olan iç gümrük vergilerinin alınmasını da yasaklayarak Medine’ye mal sevkiyatının devamlılığını sağlamaya çalıştı. Ticaret ve alışveriş alanında aldatmaya ,istismara, haksız kazanca yol açacak her türlü teşebbüsü ortadan kaldırdı. Böylece haksız rekabeti ve piyasa fiyatlarının sun’i olarak yükseltilmesini engelledi.İslam toprakları genişleyip elde edilen gelirler artınca Hz.Peygamberimiz (s.a.v.) zekat, cizye, haraç, uşur gibi vergileri takdir ve toplamak üzere görevliler, vergileri yazmak için özel katipler tayin etti. Zekatlar toplanırken halka baskı ve haksızlık yapılmamasını , bir arada olan malların zekattan kaçmak için ayrılmamasını , ayrı olanların da zekat almak için bir araya getirilmemesini emrederdi. Bu tavsiyeler doğrultusunda görevliler zekat alırken hayvanın ne en semizini ne en zayıfını değil orta hallisini ayırırlar, zekat için sürüden özellikle en semiz hayvanlar seçilmişse bunlar Resulullah tarafından iade edilirdi. Kur’an-ı Kerim’de borçların yazılmasını emreden ayet doğrultusunda katiplerin bazılarını insanlar arasında akit ve muameleri yazmakla görevlendirmişti.Hz.Peygamberimiz (s.a.v.), hiç kimsenin elinin emeğiyle kazandığından daha hayırlı bir şey yemediğini, emin ve doğru tüccarın kıyamet günü peygamberler,sıdıklar ve şehidlerle birlikte olacağını belirterek ashabını çalışma ve ticarete, ayrıca ağaç dikimine ve ziraate teşvik etmiştir.Hz.Peygamberimiz (s.a.v.) sağlığında İslam hakimiyetine geçen topraklardan gelen vergilerden payına düşen büyük meblağlardan, kendisine verilen hediyelerden hiçbir şeyi kendisine bırakmadı. Ailesinin yıllık masrafını ayırdıktan sonra kalanı Allah yolunda harcadı.Borçlu olarak ölen kimselerin borcunu bizzat tekeffül etmiş,”eşlerimin nafakası ve amilinin rızkından öte bıraktığım her şey sadakadır” buyurarak vakıf yaptığı gibi ashabı da fakirlere yardıma ve vakıf kurmaya teşvikte bulunmuş.Resulullah bizzat yaşayarak örnek olduğu hayırseverliği başkalarına da tavsiye ederken varlıkları ölçüsünde onları zekat ödemeye de mecburi tutmakla kısa bir zaman içinde sosyal dayanışmayı kurumlaştırdı.